Archive for 2014

Yeni yıl ve yeni umutlar



Geçen kendime sordum, "2014 yılını en iyi nasıl tarif ederim?" diye ama aklıma gelen tek şey hayal kırıklıklarım oldu. Bu yüzden 2015 benim için çok büyük anlam ifade ediyor. Bu yılı yarın geride bıraktığımızda onunla birlikte hayatımdan çıkardıklarımında tarihe gömüleceğini umuyorum.

Aşık olmak istiyorum mesela yeniden ama bu sefer beni gerçekten sevecek biriyle olsun, sahtekarlar hayatıma bir daha giremesin istiyorum. Mutlu geceler istiyorum, her gece dua ederken gözlerim dolmasın istiyorum.

Bilemem bir daha birini böyle ölesiye sevmek nasip olur mu. Ama yine tüm kalbimle şunuda diliyorum, beni bu yıl üzen her kimse bana çektirdiklerinin aynısı çekerler.

Dilerim yeni yıl hepimiz için hayırlı olur.

Mutlu Yıllar!
30 Aralık 2014 Salı
Saçmalayan: Gay Mühendis

Seçmek zorunda olduklarımız


Bazı seçimler sadece zorunluluktur

Hayatımda biri olsa keşke gerçek beni bilen, beni gerçekten mutlu eden. Beni, en önemlisi kendini kabullenmiş biri.

Eve sırf ona güzel yemekler yapıcam diye gitmek için saat saysam mesela, girse kapıdan sarılsa bana öpse beni her gün sektirmeden. Bilse keşke bazı şeylerin gerçekten birer "seçim" ya da "seçimler" olmadığını. Suçlamasa beni.

Sonra oturup filmler izlesek her gece, Allah'ın her gecesi sarılarak uyusak. Arada kavga etsek, sonra dayanamayıp gelse sarılsa bana, yatsa yanımda. Birbirimize sözler versek "hiç bitmeyecek" desek, buna tüm kalbimizle inansak ve birbirimizi ihanet dahil hiç bir şeyin ayıramayacağını bilsek keşke.

Benim onu sevdiğim kadar o sevse beni. Adımı kullanmasa yerine sadece "seni seviyorum" dese ne güzel olurdu!

Gece yanımda olduğunda, sabah olmasın diye dualar etsem keşke. Yatalım sonsuza kadar böyle koyun koyuna.

Keşke böyle biri olsa diyorum, hayatımda bir iz bırakıp kaçmak yerine orada sonsuza kadar kalacak olanlardan biri.



21 Aralık 2014 Pazar
Saçmalayan: Gay Mühendis

Breath Me



Help, I have done it again
I have been here many times before
Hurt myself again today
And the worst part is there's no one else to blame

Be my friend
Hold me, wrap me up
Unfold me
I am small and needy
Warm me up
And breathe me

Ouch I have lost myself again
Lost myself and I am nowhere to be found,
Yeah I think that I might break
I've lost myself again and I feel unsafe

Be my friend
Hold me, wrap me up
Unfold me
I am small and needy
Warm me up
And breathe me

Be my friend
Hold me, wrap me up
Unfold me
I am small and needy
Warm me up
And breathe me

20 Aralık 2014 Cumartesi
Saçmalayan: Gay Mühendis

Yeni Hayata Giriş



Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba,

Şu sıralar çok şey yaşadım, yine çok üzüldüğüm anlar oldu ama artık bununla başa çıkabilecek gücü kendimde hissedebiliyorum. Bol bol dua ediyorum eskisi gibi artık isyan etmiyorum.

İçim artık çok yanmıyor mesela sanki bir kaya gibi soğuk ve ruhsuzum. Öpüşürlerken gördüm onları dün mesela, içim yanmadı değil çok yandı ama ne oldu sonra? Gittim dua ettim, af diledim Tanrı'dan.

Bilmiyorum içimi huzurlandırıyor sanki artık bunu yapmak, hayatımdaki tüm kötü şeylerle böyle başa çıkabilirim gibi geliyor, inanıyorum. Anlatamıyorum arkadaşlarıma bir şeyler, onlar benden teker teker uzaklaşırken ve derdimi aylardır onlarla paylaş(a)madığımdan onlara artık değer vermediğimi düşünüyorlar. Hepsinden teker teker ağır sözler işitiyorum artık.

Ha, dua ediyorum derken beddua yok bunların içinde. Artık onları öyle kabullenmişim ki, sanki onun geçmişinde hiç ben olmamışım sadece kuruntu yapmışım gibi geliyor.

Ama unutmak istemiyorum. Gün gelir, arkadaş olarak bile olsa onu affederim diye korkuyorum.
Onun için sayfalarca yazıyorum her şeyi, sizi sıkmamak adına burada yayınlayamıyorum hepsini ama, biraz zaman geçtikten sonra bakıp kim beni nasıl üzmüş hatırlamak, o zaman nasıl acı çektiğimi hissetmek için saklıyorum onları, çünkü insan ne kadar hatırlıyormuş gibi hissetsede arada kaçırdığı detaylar en sonunda kendini haksız görmesine sebeb oluyor. Bende ilerde kendimi haksız görüp bir de vicdan muhasebesi yapmayayım diye sadece yazıyorum işte. Duyguları zaman köreltiyor, ne olursa olsun gerçekten insan ne yaşarsa yaşasın 1,5 ya da 10 yıl sonra karşısındakini affetmek için mutlaka içinde bir istek, bir sebeb buluyor.

Ben onu hazır hayatımdan çıkartmışken ve bunu çok acı bir şekilde yapmışken aynı şeyleri tekrar yaşamamak uğruna unutmak istemiyorum. Sadece onun için değil, belki karşıma yine ilerde biri çıkar ve aynı şeyleri onunda yaptığını farkettiğimde elimde en azından bir profil olmuş olur, onun üzerinden düşünürüm diye planlıyorum.

Ben sadece kendimi affettim. Kader ne gösterir bilemem ama hayatımda en çok istediğim şey benim gerçekten anlayan bir insanla tanışmak, onun ellerini her tuttuğumda dünyadaki hiç bir şeyin umrumuzda olmaması.

Kendinize iyi bakın güzel dostlar. Hepinizi çok seviyorum.

17 Aralık 2014 Çarşamba
Saçmalayan: Gay Mühendis

Olmamış gibi yapmak zor




Hayat çok garip değil mi? Kimilerinin mutluluğu, birinin mutsuzluğu oluyor.

Adaletsiz değil mi? Sizce de bir sorun yok mu burda, bir merhametsizlik yok mu?

Bu nasıl kader bu nasıl yazı diye çıkışmak istemiyorum. Allah'a inanan biriyim ama artık öyle düşüncelere sevk ediyorki beynim beni, işin içinden çıkamıyorum.

Belki de benden kurtulmak için dua etmiştir diye düşünüyorum. Onu benden çok sevdiği için onun duası kabul oldu diyorum.

Sorgulamak istemiyorum ama lanet olsun işte. 

Adaletli değil anlatabiliyor muyum!? Onun her gece mutluluktan dört köşe olup benim ağlayarak uykuya dalmam-bayılmam- Allah'ın her gecesi, aklınıza gelen her gece aynı şeyleri yaşamam adaletli değil.

Nasıl oldu da unutamadım bilmiyorum. Bunca zamana rağmen nasıl hala seni yutamadım, sindiremedim. Aylardır küstüm aynalara.

Çok zor. Her gece aklıma geldiğinde göz yaşlarımı tutamamam, ağlayarak uyumaya çalışmak ve daha beteri sabah uyandığımda seni rüyamda görmüş olmak. Sana rüyalarımdaki gibi sarılmak istiyorum. Hala deliler gibi istiyorum bunu. Seni nasıl biri olarak hayal ediyorsam, onunla yaşadığım hayatı rüyamda görüyorum ve hiç uyanmak istemiyorum.

O hayatımda göz yaşı yok. Sadece sen, ellerin ve dudakların var. Her lanet gece anılarından saklanmaya çalışıyorum. Göğsüne yattığım zamanı, "bu kalbi duyuyor musun, işte senin için çarpıyor" deyişini her şeyi, kendimden  nefret ediyorum artık adam. Senden nefret ettiğimden daha çok kendimden ediyorum.

İçimde ki hala bir şeyler yapabilirim umudunu öldürmek istiyorum.


2 Aralık 2014 Salı
Saçmalayan: Gay Mühendis

Fuckbuddy'ye değil sevgiliye ihtiyacım var.




Son zamanlarda çektiğim sıkıntıların sebebini buldum.  Benim istediğim tek şey sevilebilmekti.

Canım sıkkın olduğunda elimi tutup ben yanındayım diyebilecek birini istedim hep. Hayatımda her zaman fuckbuddy denilen bu aşağılık ilişkiyi kınamıştım. İnsanın başına gelince ne yapacağını bilemiyor.

Ben deli gibi severken, onun için her şeyimi feda edecekken onun sadece beni canı çektiğinde gelmesi çok ağırıma gidiyor. Benim yaşayamadığım şeyi, onun bana veremediği sevgiyi ve ilgiyi şimdi kız arkadaşına göstermemi istiyor. Sanki aldatması çok normalmiş gibi.

Ben seni herkesten kıskanırken elinde bir kızla gelip ve ona saygı duymamı nasıl beklersin? Onun hiç bir şey feda etmeden senden en çok istediğim şeyi senin ellerini, kalbini ve dudaklarını elde eden birine nasıl saygı gösterebilirim?

Her şeyi geç, ben senin yanında bunda sonra kalamam ki. Ben gözünde bu kadar mı gurursuz aşağılık bir orospuyum ey göt?

Senin için döktüğüm göz yaşlarım şahittir seni ne kadar çok sevdiğime.

Zamanında bana verdiğin sözler gösteriyor senin karakterini şimdi... Hani kimse benim yerimi alamızdı? Hani kimse benim kadar sana iyi hissettiremezdi. Hani o eller sadece benimdi??

İlişkimizi öyle bir yere koymuşum ki, seni gözümde öyle büyütmüşüm ki. 2 yıllık ilişkimizin üzerine gidip bir kız bulup sonra da bana seçtiğin düğün mekanını gösterebilecek kadar aşağılıksın sen işte.

Dilerim yanına kalmaz bunlar. Dilerim öyle bir duruma düşersin ki her gece tüm kemiklerin kırılırcasına acır için. Allah'tan benim çektiğim acının 10, 100 katını dilemiyorum, sadece benim çektiğim kadar çek yeter. Benim hissettiklerimi hisset, her gece öl, ağla ve uyu.

Ne yaparsam olmuyor artık eskisi gibi çünkü anladım bazı şeylerin yerine gel(e)meyeceğini. Anladım senin umursamazlığını, aptallığını ve hayvanlığını.

Senden vücudumun her zerresi kadar tiksiniyorum adam. Düşündüğümde ağlamadan duramıyorum, ne zaman geçer bilmiyorum. Hiç geçmeyecek gibi acıyor içim çünkü.

Öl Adam öl. Acısın seninde için benim gibi. Ben sana hakkımı helal etmiyorum. Dilediğini yap, dileğim aynı acıları çekerken görmek seni. O acının her darbesinde hatırla beni.




30 Kasım 2014 Pazar
Saçmalayan: Gay Mühendis

Suçum neydi?



yastığına senin sarılıp kokunla uyumuşum 
üstüm açılmış, ürperirken sabah olmuş 
"uyan" dedi bir ses, "uyan,o burada" 
uyandım, aradım, bulamadım 

suçum neydi? 
neden böyle oldu? 

bu sabah bir umut var içimde;
nasıl olsa geri gelirsin diye 

her şey yerli yerinde yine 

bu sabahların bir anlamı olmalı 



koltuğuna senin kıvrılıp, hayalinle uyumuşum 
camlar açık kalmış, üşürken sabah olmuş 
"uyan" dedi bir ses, "uyan,o burada" 
uyandım, aradım, bulamadım


13 Kasım 2014 Perşembe
Saçmalayan: Gay Mühendis

TEST: "Sen onu seviyorsun ama o seni seviyor mu?"




Merhaba güzeller,

Şuana kadar yaşadıklarıma dayanaraktan kendimce bir test hazırladım. Siktiri boktan dergilerde olduğu gibi "gözlerinizin içerisine saatlerce bakabiliyorsa size aşıktır" falan gibi sözler beklemeyin, çünkü yok.

1. Seviştikten sonra sizinle uyuyor mu?

En çok belirleyici olduğuna inandığım maddelerden biri bu. Eğer sizinle seviştikten sonra  -başka yerde ya da yanında- sırtını dönüp uyuyorsa, geçmiş olsun. Salın gitsin dostlar, o adamdan bir bok olmaz. Birde bunun sevişmeden sonra her seferinde "çk kötü bşy yptk, bdha olmsn tmm mı.s.s" diyen üst sürümü var karşılaşmanızı hiç istemem. O adam beni seviyorsa yanımda bana sarılıp uyuyacak NOKTA

Seviştikten sonra olması gereken sevgili modeli

2. Yaptığınız yemeğe, işe herhangi bir şeye nasıl yaklaşıyor?

Kişiden kişiye değişen bir şeyde olsa buna da testte yer vermem gerektiğini düşündüm. Eğer yaptığınız her şeyi acımasız bir orospu gibi eleştiriyorsa vazgeçin anam. 

Kıskanılan ilişki modeli


3. Sizin onu öpmenize izin veriyor mu?

Genelde her zaman heteroseksüel takılıp, arada sizide ihmal etmeyip haftada 2-3 kez düzüşmeye kapınıza gelen yavşak kahpelerde yaygındır. Sevişirken (doğal olarak) dudaklarına yapışıp morartana kadar öpmek istersiniz ama kabul etmez çünkü mazallah kendine falan yediremez sonra. Hani sevişmeyi yedirmesi falan kolayda öpüşmek neymiş abooo.

Hll spr dvam byle .s
4. Elinizi tutmaktan çekiniyor mu?

Kesinlikle ve kesinlikle benim için bu madde zirveye oynar. İlla dışarıda olması gerektiğini söylemiyorum, ilişkinizi gizli tutmak isteyebilirsiniz. Homofobik orospu yuvasında yaşadığımız için çok normal ama evde bile bir kez olsun gelip elinizi tutmadıysa KAÇ KAÇ KAÇ!!!

Çok zor değil bunu yapmak zaten. Açık ve net yanınızdaki adamın elinin kokusunu elinizde duyacaksınız NOKTA

Çok tatlısınızzz


5. Sizi kıskanıyor mu ?

Evet arkadaşlar seven kıskanır kesinlikle. Eğer yanınızdaki sizi kimseden kıskanmayan şerefsizin tekiyse onuda koy verin gitsin anasını satayım. Sevgili dediğin sahiplenecek. Ne kadar gizli bir ilişki yaşansada bunu yanındakine hissettirecek. Eğer sevdiğin adam seni diğerlerinden kıskanıyorsa, sana değer verdiğini hissediyorsan o ilişki bir kere temelinde oturmuş demektir arkadaşım. 


Yani işin özetine gelecek olursak;

1-2 madde uyuyorsa;

Salıver gitsin o hayvanı, kullanılıyorsun yavrum :(

3,4 madde uyuyorsa; 

Belki kendini kabullenme süreci yaşıyordur kendinden, ondan hemen emin olamazsın hareketlerini 
sürekli gözlemle.

Hepsi uyuyorsa;

Bana her ne kadar imkansız gibi gelsede (belkide başıma gelenlerden dolayı) o adama sıkı sıkı sarıl ve onu sakın kaybetme.

VEDA

Öyle bir hal aldık ki, insan şaşırıyor. Bana bundan 2 ay önce böyle olacaktınız deseler inanmazdım. Eğer kendim böyle olacağını düşünseydim, kendime kızardım. Hayatımda her şey yarım. Tam hayatımdaki istediğim her şeye sahip oldum derken fark ettimde, sahip olduğum tek şey senmişsin.



Çıkıp gittiğinden beri hayatımda her şey yarım. O kadar zor geliyorki hala yalnızlık, sanki 1 aydır yalnız değilmişim gibi. "Çok mu sevdin onu söyle be adam!" diye çıkışıyorum aynada kendime.
Yaşamaktan zevk almıyorum, yaşamak istemiyorum.  Daha 1 hafta önce bana kustuğun düşüncelerin ve ucuz yargıların tek tek saplandılar bana.

Geçmişimi düşünüyordum da; ben hayatımda hiç kimse için bu kadar fazla ağlamamıştım. Beni mahvettin be çocuk. Hayatta rol yapmak zorunda olmak istemiyorum artık, sabah mutlu geceleri ağlayarak uyumak istemiyorum.

Onun doğum günü için yana yana hazırlık yaparken benim doğum günümü bile kutlamaktan aciz olduğun aklıma geldi. Doğum günümde bile bana bir telefonu çok gördüğün için tüm gün ağladığım aklıma geldi.

Artık arkama bakıp ne kadar aptalmışım diye kendimi üzmek istemiyorum. Nasıl bir acı olduğunu bile anlayamadım bunun. Her gece oracıkta can verir gibi acıtıyor, ama öldürmüyor. 

Artık unuttum senin ellerini. Hatırlamayı o kadar çok istediğim şey var ki. Beni sadece işi düştüğünde arayan, beni sadece cinsel olarak seven birini hatırlamak ne kadar beni gurursuz biri yapsada çok istedim bunu. Aslında ben her şeyi hak ettim. Kimseye vermediğim tavizler, değerler hepsini sana altın tepside sundum. Ben böyle mutsuzken senin mutlu olmana tahammül edemiyorum. Seni bu kadar çok severken senin beni kullandıktan sonra çekip gitmene, onun için ölecek olmana katlanamıyorum.

Ben sana hakkımı helal etmiyorum. Senin hakkında yazdığım bu son yazıda ve kalbimde bu gece sana veda ediyorum.  Belki bir gün ilerde burayı sana gösteririm, okurken içinde azıcıkta olsa sızladıysa teşekkür ederim. Eğer bunu okuyan sensen bil ki bu satırlar senin için.

Ben bu satırları yazarken bile göz yaşlarımı tutamıyorum. Bu blogta yazdığım bunca şeyi ne kadar çok istesemde senin karşına geçip haykırmamı bekleme benden. Daha doğrusu artık bunları okuyorsan hiç bir şey bekleme benden, sadece git. Senin kendini gerçek olduğuna inandırdığın o sahte sevgiline git.  Senin için şurada can verecek ben ile değilde, o iki yüzlü ile git. 

Sana şuan bir tavır yapmıyorum inan. Aldandım ben sana. Kör oldum. Senin adına dileyebileceğim tek şey bundan sonra bu yaşadıklarımı seninde yaşamanı isterim. Her sabah intihar düşüncesiyle uyanıp, ağlayarak uykuya dalmanın ne olduğunu tatmanı isterim.  

Seninde bir gün gururunu kırabilecek biri ile tanışmanı ve hayatını, geleceğini onun ömrüne harcamanı dilerim. 

Şimdi git.

ELVADA ÇOCUK.
6 Kasım 2014 Perşembe
Saçmalayan: Gay Mühendis

Bana "Biraz Erkek Ol" Dedi

Dün gece aradı çağırdı yanına. Ortak bir arkadaşımızla oturuyorlardı. Geçtim oturdum, içiyorlardı zaten bende aldım bir şeyler.



Arkadaş bu adamı sakın kırma dedi. Herkes gider ama sadece seni sevenler etrafında kalır dedi, hiç biri sevgiliden üstün olamaz, olmasın dedi. Arkadaş meselemizi bilmiyor tabi, o öyle kafası uçmuş şekilde nasihatlar savururken, ben ona "Senin için yaptığım hiç bir şeyin mi değeri yoktu?" diye sordum. Ağlamaya başladı, benim için sadece dost ol başka bir şey istemiyorum, biraz erkek ol dedi göğsüme vurdu.



Tutamadım kendimi... O kadar zoruma gitti ki. Sanki suçlu benmişim gibi, beni kendi kafasında günah keçisi ilan etti. Açtı ellerini simaya ağlamaya başladı sadece o da. Anlayamadım. Gözünden akan her bir yaş ne kadar pişmanlık duyduğunu gösterdi bana. Bir daha olmasın dedi.

Bu sırada ortak arkadaşımız bir yanında ben diğer yanında oturuyordum. Arkadaş "Bu adam bir şey oldu mu yanına koşar, bu adam menfaat aramaz. Sana cinsel olarak yaklaşıp öyle düşünmeyecek biri bu adam" dedi zaten öldüm. Kafasını o konuşurken bana doğru çevirmiş, gözleri -göz bebeklerini göremeyeceğim kadar- dolu. Sadece şok oldum. O an yaşadığım mide bulantısı ve utanma duygusunu hayatımda hiç bu kadar sert tatmamıştım.

Ona göre suçluydum. Belki onu zorla ayarttığımı düşünüyor... Dün gece o kadar çok istedim ki orada anlatabilmeyi bir şeyleri. Kimse benim duygularımı sormuyordu. Arkadaşım bilseydi, sorardı.
Hayallerim vardı benim. Hayatımdan dün geceyi tamamen silmek istiyorum. Bu konuyu kapattıktan sonra ağladı o kızı anlattı bütün gece boyunca. Ben dün sabah ölseydim de keşke yaşamasaydım dün geceyi.

Zaten şu son 1 aydır yaptıkları ile göstermişti, onun için aşkın ne demek olduğunu. Şaşırmamam gerekti, her şeye provalıydım. Ama ahh tek olsaydın ulan orada varya tek benimde ona söylemek istediklerim vardı. Bana "Eskisi gibi ol yanımda sadece dostum ol, o zaman yaptığın her şeyin değeri olur" derken oracıkta can vermek istedim. Benim fikrim sorulmadan, o ucuz yargılarıyla birlikte verdiği bu karara saygı duymak zorundayım. Blog okuyucularım -siz- şahitsiniz o gittiğinden beri yaşadıklarıma.

Aldım ikisinide evime getirdim. Götürdüm onu yatağına yatırdım. Tutturdu, arayacağım onu diye ve aradı. Çok garibime gitti. Ben onun için ölmeyi isterken, o da bunu başkası için istiyordu. Hayat çok garip, Tanrı çok acımasız. Şimdi onun hep yüzüne baktığımda, sonu eskisi gibi hayal edebilir miyim bilmiyorum. Bana dün attığı o bakışlardan anladım benden ne kadar iğrendiğini aynı zamanda kendinden de. Rüyasında kıyamet görmüş. Bana ben 1 haftadır ne rüyalar görüyorum biliyor musun dedi. Kız arkadaşının doğum gününe 1 hafta kala kıyamet kopuyormuş. Doğum gününde onun yanında olamayacağım diye üzülüyor, ağlıyormuş. Duydukça midem bulandı. "Benim 1 aydır ne rüyalar gördüğümü biliyor musun sen peki?" diyemedim. Her gece sensiz yatıp sabah senle -hayalinle- uyanmak, dokunmaya çalışmak ama yapamamak nedir bilir misin diye bağırmak geldi içimden ona.

Ağladım sadece, sanki utanç duymam gereken benmişim gibi onun orada olmamı istediği kişi oldum. Madem bu kadar yanlış geliyordu, neden devam ettirdin? Yıl oldu sonra mı aklına geldi bunlar?

Dayanamıyorum artık. Biraz erkek ol dediğin ben (biz) aslında senden (sizlerden) daha yürekliyiz! Sadece bunu bil yeter.
1 Kasım 2014 Cumartesi
Saçmalayan: Gay Mühendis

Yağmur, Kahve ve Aşk


Dışarıda 2 gündür durmadan yağan yağmur, kasvetli hava falan artık tam olarak moda girebilirim sanırım. Saat neredeyse 3 olmuş, bende merak ettim sırf fal bakmak için rezil acı bir kahve (ben yaptım :D) içiyorum.



Herkes gibi "yağmur, kahve, kitap" diyip size burada entel takılmayıda bilirdim. Açıkca söylüyorum ama yani ben sırf falımda o şerefsiz çıksın diye türk kahvesi içiyorum bu saatte.
Ortak arkadaşımız çok dolayısıyla her ne kadar uyarsamda (durumdan haberleri yok) bir şekilde her ne halt yiyorsa haberim oluyor. Cıvık cıvık Allah'tan arkadaş ortamımıza getirmiyor o sevimsiz kahpeyi (BİTCH). 

Zaten sağda solda sürekli görüyorum seni tek başına da olsan her gördüğümde hala içim acıyor. O sevimsiz gerizekalıyla birlikte görsem herhalde kalp krizi falan geçiririm diye düşünüyorum.

Hayır anlamıyorum Allahım o kadar dua ediyorum olmadı beddua ediyorum, bunlar junk'a mı gidiyor nereye gidiyor :( 

Başınıza her türlü müsibet gelsin istiyorum lan GEBERİN ADİLER :( 



- Güncelleme

Arkadaş fala baktı yine bir şey yok. Böyle dünyanın götüne koyim arkadaşlar. Dayanamıyorum lan artık. Sokaklara çıkıp yeminle bas bas bağırasım var. Sığamıyorum artık sanki bu bedene.


Benim elimi birlikte olduğumuz o kadar geceye rağmen bir kez bile tutmayıpta, gidip onunla ortada vıcık vıcık dolaşman midemi kaldırıyor. 

BEN HALA SENİ HERKESTEN KISKANIYORUM KÖPEK




Dip not: Sizi bu konuda çok sıktığımın farkındayım, söz bir dahaki yazı başka şeyler üzerine olacak.
28 Ekim 2014 Salı
Saçmalayan: Gay Mühendis

Sanki hiç geçmeyecek gibi acıyor



Biliyorum defalarca söz verdim ondan bir daha bahsetmemek için kendime, sizlere. Ama çok üzüldüm yine görünce onu işte.


Öldüm yine bu gece. Ağlıyorum yine sanki daha dün gitmişsin gibi. Unutmak istiyorum kendimi zorluyorum ama sonra da seni unutmak bu yaptığın saygısızlığı unutmak kendime hakaret etmek olur diye düşünüyorum.

Sana neresi zor geldi ki bunun anlamıyorum? Çok mu zoruna gitti evin içinde bile bana "sevgilim" demek? Dışarıda gizli kalsın istedim bende tamam, haklısın. Ama evde bile elimi tutmak, omzunda uyumam çok mu ağırına gitti? 

Sorular çıldırtıyor...

Olmadı be çocuk. Ben seni her şeyden çok sevip ilk defa birine sevgilim dediysem, sana çok güvendiğimden, seni çok sevdiğimdendi. Bu kadar mı kördün yoksa bu kadar mı kolaydı görmezden gelmek bunları? Uyuyamıyorum. Ağlayamıyorum. Sadece bakınca arkama paramparça bir kalp görüyorum. O kalbin her bir zerresi seni çok özlüyor be çocuk.


Şu 1 aydır üzerime bu yalnızlık öyle bir sinmiş ki, buram buram sensizlik kokuyorum. Bitmeyen öyle bir acı varki o paramparça olmuş kalpte, bazen dayanamayacak sanıyorum. Dualar ediyorum hemen sonra isyan etmeye başlıyorum. Bilmiyorum bir gün benim onu sevdiğim kadar sevecek biri karşıma çıkar mı ama, korkuyorum bir yandan da. Hem seni unutmaktan, hem de başkasına tutulup yine bu duruma düşmekten. Ben seni yanımdayken bile özlüyordum be çocuk.


Şimdi sana duyduğum bu hisler sevgi mi nefret mi daha ben bile karar veremezken sen kim bilir ne kadar mutlusundur onunla. Ona gönül rahatlığıyla sevgilim der, elini hiç bırakmazsın. Her kavgamızda bana "kırılmayı öğren" derdin ya çocuk, ben kırılmayı değil ölmeyi öğrendim seninle.

Nefret duygum ağır basıyor şimdi düşündükçe bunları, aynı şekilde biri de sana "kırılmayı" öğretsin istiyorum. Beni böyle yüz üstü bırakıp gittiğin o kız var ya, benim çektiklerimi sana çektirsin ikinizde mutlu olamayın istiyorum.



Belki eskisi kadar ağlayamıyorum ama gözümden düşen damlalardan olmuş denizde boğulun istiyorum...


25 Ekim 2014 Cumartesi
Saçmalayan: Gay Mühendis

Bazen giderler

Geceler sanki düşman gibi. Kendimi bildim bileli böyle yani, daha bir kez mutlu oturamadım geceleri. Hep içimde bir sıkıntı var gibi, sonra eskilere dalıyorum çok özlüyorum onu. 

Dinleyin bunu;


"Bitmeyen bir acı kanıyor içimde akmıyor, bitmiyor" diyor ya çok doğru diyor. Özlüyorum lan yine, köpekler gibi özlüyorum seni. Herkes eminim tatmıştır bu duyguyu. Önce deliler gibi sevmiştir, sevişmiştir. Sonra bilinmeze doğru gider bir şeyler. Dersin kendi kendine ulan bir şeyler yanlış gitmeli? Hayat bu kadar güzel, insan sürekli mutlu olmamalı dersin. Hayat sana bunu öğretmiştir, küçüklükten beri başına güzel bir şey geldikten sonra korkarsın, kesin arkasından kötü bir şey gelecek diye. Sonra gelir... O sensin yaşayamam diyen çıkar hayatınızdan ve bunuda olabilecek en rezil biçimde yapar.

Anlarsınız o zaman her şeyi, aşkın aslında yalan olduğunu. Beraber anılarınız gelir aklınıza sürekli, her hata tek tek gözünüze batar, pişman olursunuz. Nasıl bu kadar aptal oldum dersiniz. Nasıl kör oldum, onu nasıl bu kadar sevdim ki? Hele bir de beraber yaşıyorsaydınız tamam, depresyona hoşgeldiniz. Evde yemek yediğiniz tabak, su içtiğiniz bardak bile onu hatırlatır. Yatağınızda ikinizin sıcaklığını aynı yastıktaki ağırlığınızı özlersiniz.

En son aşama umuttur. Bu aşamaya geldiyseniz ondan çok nefret ediyor olmalısınız ama yarın öbür gün çıkıp gelse kendini affettireceğinden de emin bir şekilde kendinizden de tiksinirsiniz.

İşte ben tam son aşamadayım.

"Döner mi gidenler?"




24 Ekim 2014 Cuma
Saçmalayan: Gay Mühendis

Dün İncir Reçeli 2'yi İzledim

Merhaba güzeller,

Uzun zamandır yazmadığımı fark ettim canlarım :( Biraz bahsedeyim ne yapıyorum son zamanlarda.

Dün erinmedim gittim (TABİKİ TEK BAŞIMA) İncir Reçeli 2'yi izledim. Film genel olarak güzeldi; ilkinde olduğu gibi sıkan bir yavaşlıkla işlenen hetero adamın aşk hikayesi işte bildiğiniz.

Ama dün filmi izlerken gözüme bir şeyler çarptı. Filmde biraz LGBT esintileri fark ettim :) Bilmiyorum ben mi öyle anlamak istediğim için diye düşünüyorum ama yani bence açıktı. İlkinde karakola gittiklerinde yanlarında trans biri vardı. Pek hoş değildi o sahne ama benim hoşuma giden asıl şey ise çorbacıya gittiklerinde masaya servis yapan erkek garsonun "umut" diye dövmesinin olmasıydı.

Şimdi bu 2 yola çıkıyor;
1) Çocuğun adı umut.
2) Çocuğun sevgilisi umut.

Filmde dövme konusu zaten aşk üzerine işleniyor. Bilemedim yani şimdi çokta emin değilim ama ben böyle anladım.

Filme de zaten belki yanımda oturan biriyle tesadüfen tanışır, filmi beraber izler sonra aşık olurum umuduyla gitmiştim ama (ÜTOPYAYA BAK) olmadı. Bir yanımda yaşlı bir amca ve teyze diğer tarafımda da ergenler vardı :(

Filmde çok hoş sözler vardı. Hoşuma giden bi kaç tane tanesinide yazayım.

-) Sana bir sır vereyim mi adam! Ölüler aldatılmaz.
-) Yolu uzun süre aşka düşmemiş bir adama gelirse yüreğiniz çalkalayın, zira dibine çökmüş olabilir seven yanları.
-) Hayat bazen özür dileyecek 5 saniyeyi çok görür sana.

Tabi filmin sonu bu sefer güzel bitti ama ben filmden şöyle çıktım;


Her neyse; bundan sonra bu kadar ara vermeyeceğime söz veriyorum.

20 Ekim 2014 Pazartesi
Saçmalayan: Gay Mühendis

Bir daha hetero birine aşık olmak mı? ASLA!




Biliyorum sizi çok sıkıyorum. Sürekli aynı konuyu aynı adi insanı ve aynı kalitesizliği, utanmazlığı yazıyorum.

Ama unutamıyorum işte. Taslaklara yazıp yazıp kaydediyorum sonra yayınlayınca bir an ferahlıyorum. Onun yaptığı bu onursuzluğu ne kadar kişiye ulaştırabilirsem o kadar rahat ediyorum.

Sürekli görüyorum, hakkında yeni şeyler duyuyorum sonra içim daha da acıyor. Çok mutlularmış. "Gönlüme girdin sevdiğim" diye şarkı söylüyormuş ona vs. vs.

Susamıyorum artık. Sustukça tüm kanım çekiliyor, acı çekiyorum. Ölüyorum anlasana ölüyorum.

Elbet seni zorlayamam, sevmiyorsan tamam konu kapanmıştır. Aşk tek kişilik değil karşılıklı yaşanan bir şeydir.

En çok zoruma giden beni aldattığı kişinin onu terk eden eski sevgilisi olduğunu öğrenmem oldu. Lanet olsun sana çocuk. İşte sen bu kadar gurursuzsun.

Hadi git, koşa koşa git onun kollarına sarıl. Umarım o da benim yaşadıklarımı sana yaşatır. Aldatılmanın ne olduğunu tadarsın. Umarım yine geçmişte yaptığı gibi seni kullanır kenara atar.

29 Eylül 2014 Pazartesi
Saçmalayan: Gay Mühendis

Uyuyamıyorum yine




Yine tuttu sen krizlerim. Şu halime bak; uyku uyuyamaz oldum. Ben bunu hiç hak etmedim. Ağlamak küçükken her şeyi çözer sanırdım. Bir şey kaybolurdu ağlardım annem bulur getirirdi. Şimdi yine ağlıyorum kaybettiğim bir şey için, ama gelmiyor.

İçimde kalmışsın be çocuk. Öyle çok sevmişim ki seni, nasıl yaptım bende bilmiyorum. Her şey o kadar güzel gidiyordu ki, biliyordum bir gün karşıma engeller çıkacağını ama o engelin sen olduğunu hiç düşünmemiştim be çocuk.

Hayranım senin bu umursamazlığına. Yarın neleri kaybedeceğimiz bile belli değilken yaşamak şimdi bana çok ağır geliyor. Sabrım kalmıyor artık.

Çocukluğumu çok özlüyorum, o masumiyetimi, ağladığımda her şeyin çözülmesini. Senli günlerimide çok özlüyorum, bunca zaman benim gibi birine duyduğum hasreti. Hayatımda yaptığım en büyük aptallık kesinlikle bu. Seni kendim gibi iyi niyetli sanmam. Kullanılmış olmayı hala yediremiyorum kendime.

Korkuyorum; gün gelir bunları unutur yine seni çok severim diye. Yorgun ve bitkin; bu evden çıkmamamın sensin sebebi. Geçer diyorlar ama geçmiyor.



Tek yaşıyorum ben evde. Beraber kaldığımız bunca zaman gözümün önünden geçiyor. Düşünüyorum acaba neden mutlu değildin diye, nasıl bir oyuncuydun da beni inandırdın gözlerinin güldüğüne beraberken. O gözleri çok özledim be çocuk. Şimdi evde attığım her adımda sana ait bir şey. Hala 2 kişilik yemek yapıyorum, alışkanlık ya masaya 2 tabak götürüp sonra biri neden kirlenmedi diye üzülüyorum.

Şimdi sessizlik kahrediyor beni. Ev sensiz o kadar sessiz ki sevdiğim.

Sen beni unuttun ama, belki ben seni unutmak istemiyorum ki. Şimdi kuduz bir köpek kadar yalnızım.


Kendime seni hatırlatacak o kadar çok şey yapıyorum ki. Dayanamadım ne yapıyor diye bendeki şifrenle girdim baktım kimle konuşuyor ne yapıyor diye. Ben bu satırları yazarken bile saat 2'de başlamış bir telefon konuşması sürüyor. Ettiğim bu kadar beddua nereye gidiyor bilmiyorum.

İstemiyorum, mutlu olama. Sen beni nasıl böyle bir depresyona ittiysen, aynen çektiklerimi sende çek istiyorum. Yemek yerken bile aklına gelince birden ağla, lokmanı yutama istiyorum.

Sana hakkımı helal etmiyorum. İçine ettiğin saf sevgim bıçak olsun saplansın sana. Nefret doldum sana. Boğazım bile sensizliğe kururken sende tek yudum su içeme istiyorum.



Seviştikten sonra benimle U-YU-YA-CAK

Merhaba cesur insanlar,

Beni çok sevecek birini düşlüyorum hep beni çok sevdiğini anlamam için gerekli kriter ise kesinlikle seviştikten sonra tekrar sarılıp yanımda yatması. Yani bu duyguya o kadar hasretim ki neredeyse tek kriterim diyebilirim yani.

Sevgili eski katilim gibi bi sigara içip geliyorum diyip kendi yatağına yatacaksa sıçarım öyle ilişkiye :D


Bu arada belki fark etmişsinizdir blogun temasını falan değiştirdim. Bundan sonra daha çok özenmeye gayret edicem, söz veriyorum.

Kendinize iyi bakın.
26 Eylül 2014 Cuma
Saçmalayan: Gay Mühendis

Yağmur yağıyor içime


Merhaba kalbi güzel insanlar, hala kendimi toparlamaya çalışıyorum. Olacak gibi sanki...

Yine acıyor içim sanki her gün sıfırlanıyor hayatım. Her şeyi yeniden öğrenmişim gibi yanıyor içim. Çok bulanıyor midem biliyorsun stresten olduğunu, anlatmıştım. Sabah yine seninle uyandım, uyandırmadan öptüm o güzel yanaklarından sonra yavaşça çıktım yataktan. Yüzümü yıkadım ve uyandım gerçeklere. Düşündükçe hatırladım, o hışımla döndüm yatağa baktım, yoktun.

İndi gözümden yaşlar, tutamadım. Kollarını aradım bulamadım. Boynuna sarılmak istedim, yapamadım.

Okula gittim lanetler sabahın körüne ders koymuşlar. Baktım tesadüfen gördüm seni onunla. Ona bakarken gözlerinin içi nasılda gülüyordu. Mutluydun aynı zamanda utanmaz ve umursamaz.

O kadar vefasızmışsın ki, defalarca söylemem rağmen seni sevdiğimi aldırmadın. Ve o kadar umursamaz bir halin vardı ki, yemin ederim, ben bile utandım kendimden.

Çok özledim ama yine de seni. Gülüşünü, gözlerini her şeyini.


Bilmiyorum yatağımda ki hatıralardan mıdır ama uyuyamıyorumda doğru dürüst artık. Aynı yataktaki ağırlığımızı özlüyorum. Rüyamda kendimi hep yine senin kollarında buluyorum. Aşkın sarhoşluk gibi.

Bazen çok korkuyorum ya gerçekten hiç düşündüğüm gibi biri olmadıysan, ya sen sandığım şey aslında yüreğimse diye. 

Ama değil hissediyorum, gülüşünden öpüyorum.

Seni bir gün affedebilmeyi umarak...






23 Eylül 2014 Salı
Saçmalayan: Gay Mühendis

Rüyalar



Aldatılmak garip bir duygu, bunu yaşadıktan beri her gece rüya görür oldum. Özellikle dün gördüğüm rüyaya sabah uyandığımda o kadar inanmıştım ve mutlu olmuştum ki.

Sarılıyorduk yatakta onunla, her şey yalan sen gerçeksin diyordu bana. Kollarının arasındaki sıcaklık, teninin kokusu sanki her şey gerçek gibiydi. Uyandığımda gerçeği anlamam biraz zamanımı aldı. Gerçekleri hatırladıkça yeniden yıkıldım, yine ağladım ve yine küfürler ettim keşke hiç görmeseydim.

Ona sarılmayalı o kadar çok oldu ki. Ellerini tutmayalı, onu öpmeyeli, burnumu saçına gömüp kokusunu çekmeyeli.

Gel de ağlama arkadaş! Gel de üzülme!



Elbet geçer bu acı biliyorum seni köpekler gibi affedeceğimi, ama eskisi gibi olur mu artık? Affederim ama unutabilir miyim? Ellerini daha önce hiç kimse tutmamışçasına tutabilir miyim. Bende ki kıyafetini kokluyorum sürekli. Bazen sinirleniyorum yakmak istiyorum sana ait her şeyi ama sonra kıyamıyorum, kokunda uyuyorum.

Seni çok özledim çocuk. Eskisi gibi olmasada gel diyebilmeyi o kadar isterdim ki. Ama bunu ne benim gururum kaldırır, ne de senin yüreğin.
22 Eylül 2014 Pazartesi
Saçmalayan: Gay Mühendis

Kabus

Bunca zamandır soğukluğun sebebi belli oldu. ALDATILDIM. Birazdan sokağa çıkıp bağıra bağıra haykırıcam sokaklarda bunu, nasıl kandırıldığımı ya da benim kendimi kandırıp neye inandığımı herkes duysun. Görsünler ben neyim, kimim. Keşke kelimeler gözümden dökülen yaşlar gibi olsa, çıkıp karşısına bağıra çağıra haykırabilsem.

İçim yanıyor off off. Bunu bana ait bir telefonla yapıyor, ne kadar fantastik değil mi? En çok da acıtan ne biliyor musunuz, benim kendi kendime kurguladığım ilişki. Düşünüyorumda ben onun sadece yatakta oyuncağıydım. Beni, benim onu sevdiğim gibi hiç bir zaman o beni sevmedi, sevmeyecekte.

Benim ona hissettiğim bu duyguları o başkasına hissetti. Benleyken hep onu düşündü, onu arzuladı. Ağlamamak için söz verdim kendime ama biliyorum birazdan göz yaşımda boğulucam. Önceden müziksiz uyuyamayan ben şimdi içimdekileri dinliyorum.

Tek diyeceğim; lanet olsun yahu LANET OLSUN. Allah'a isyan etmiyorum ama yine de, etmeye yüzümde yok zaten.

Şimdi düşünüyorumda hangimizin hayalleri tam olarak gerçekleşti ki? Hala ihtimal vermesem de umutlarım var benim. Umutlarım beni sıkıştırıyor vuruyor gerçekleri yüzüme. Bak diyor bak! O kadar çabaladığın insanın sana verdiği karşılığa bak! Ağlama diyor, geçeceğini biliyorsun sadece sabret herkes hak ettiğini bulur diyor.

O kadar zamanım var mı? Ben birazdan yatacağım uykudan uyanmamayı dilerken; nasıl sabrederim bunun için? Önceki yazımda haykırdım sana BELKİ YARIM KALDIM? diye. Gerçekten yarım kaldım be arkadaş.

Yanında -sırtında- taşımak zorunda değilsin/değilim artık; ne yaparsan yap, ne halt edersen et.

Bu tattığım duyguyu inşallah sende tadarsın, tek dileğim bu.
19 Eylül 2014 Cuma
Saçmalayan: Gay Mühendis

Belki yarım kaldım

Susmak karşıdakine vereceğiniz en iyi cevaptır derler, susuyorum günlerdir. Özlüyorum deli gibi eskiyi, değişmez dediğim adam hiç tanımadığım birine değişiyor.

Öyle bitmiş, tükenmiş hissediyorum ki. Her şeyin yalan olduğunu düşünmek, kullanıldığını fark etmek beni çıldırtıyor. Hala arkamı dönüp baktığım o umutlar için ılımlı davranıyorum ama her seferinde aynı tepkiyi alıyorum. Artık karşımda aşık olduğum o adam değil benden ölesiye nefret eden biri var.

İçimdekileri dinliyorum bu gece, doluyor içim ama ağlamıyorum. Eskiyi hatırlıyorum, gözlerim deli gibi doluyor ama akmıyor artık tek yaş. Yoruldum. Keşke çıkıp konuşabilsem bağıra bağıra hislerimi ona haykırabilsem o da bana haykırsa ve rahatlayıp sarılsak yine. Deli gibi tutulmuşum, kaybolmuşum sende çocuk. En kötüsüde senin bağımlın olmuşum.

Bende kalmış tişörtlerini koklamak, özlemini kimseye haykıramamak nedir bilir misin sen? Artık ağlayınca huzur dolduğuna inanmak ve ağlayamamak, ilişkimizi ağzımdan kaçırırım korkusu ile sarhoş olamamak nedir bilir misin?

Birini çok sevip ondan hiç tepki alamamak, birinden ölmesini isteyecek kadar nefret etmek ve tek dileği onun kollarında ölmek ne demektir hissedebilir misin?

Yazık bana da, sana da, bize de
15 Eylül 2014 Pazartesi
Saçmalayan: Gay Mühendis

Kafamda yarattığım ve sen



Bu aralar yazamadığımın farkındayım ama gerçekten çok dertliyim. Sevdiğim adamla aramız bu aralar çok kötü her günüm zehir oluyor.

Sanırım bitti ama mecburiyetten sürüyor. Artık gözlerimi bırakın, yüzüme bakmıyor. Önceden ellerini tutup göğsüne yatar o kokusunu içime çekerdim. Şimdi aynı koltukta bile oturmuyoruz.

Biliyorum Sezen Aksu'nunda dediği gibi unuturum içim yana ama ya unutmak istemezsem? Gözlerimden dökülen yaşın haddi hesabı yok, ağlayamıyorum artık.

Ne oldu da böyle olduk diye düşünüyorum ama bende bilmiyorum. Ben ne ara seni bu kadar çok sevdim be çocuk? Ne zaman benim merkezim oldun, ne zaman benim damarlarımda ki kan oldun?

Her bir şey olduğunda koşardım yanına sen benim sığnağımdın. Şimdi yokluğun sadece hep susmak gibi.

Bil ki şimdi gözlerim dolu; sen hiç birinden nefret edip aynı zamanda onu sevmek ne demektir bilir misin? Sanki tozlu bir sayfa gibi geliyor geçmişi düşündükçe. Beni sadece kullandın gibi hissediyorum, aşk bu değil.

Durmadan özlersin, etrafındakilerden kıskanırsın ama bir şey söyleyemezsin. İşte bu hasret en zoru.
14 Eylül 2014 Pazar
Saçmalayan: Gay Mühendis

"Iyy eşcinseller gibi" ?



Merhabalar kafam çok bozuk arkadaşlar :(

Az önce annemle yaşadığım bir şey canımı oldukça sıktı. Kendisine gayet normal birinin resmini gösterdiğimde bana verdiği tepki "Iyy eşcinseller gibi bu kim" dedi. Bende anneme duygularımı açabileceğimi düşünürdüm hep.

Ne yapacağımı şaşırdım. Sevdicek de arayıp sormuyor bide dışarıda kendimi rahatça yaşayamıyorum. Ortalığa çıkıp işte bakın işte bu ben buyum diyemiyorum. Mesela -onlara göre- birini çok sevemiyorum. Sevgilim diyemiyorum ona herkesin içinde o bunu der şu bunu söyler demesinden bıktım. Bana ne kadar ilişki yaşasakta 1 yılın sonunda sadece yatakta sevgilisi gözüyle bakmasına artık tahammül edemiyorum.

Çok yoruldum çok sadece ağlamak istiyorum.
22 Ağustos 2014 Cuma
Saçmalayan: Gay Mühendis

Nereden başlasam bilemedim ki



Merhaba papatyalarım,

Her gayin kaderi mi bilmiyorum ama benimde tutulduğum biri var ve benim bu duygularımı bilmiyordu (nasıl öğrendiğine yavaş yavaş gelicez en baştan başladık)

Şimdi en baştan haydi! Üniversiteye yerleşmiştim o sene ilk defa ailemden farklı bir şehir ayrılıyorum onlardan ve ilk defa yurtda kalıcam. Tabi bu sıralar ben hislerimin farkındayım ama kendime itiraf edemiyorum açıkcası.
Her neyse yurt kaydını falan yaptık ben okula 3 gün sonra başlayacaktım. Herkesten 2 gün sonra yurda geldim odaya girdim katilim oda arkadaşım hakan orada duruyor :)

Allahım o kadar huylandım ki ilk gördüğümde bunu, hani ilk görüşte  tiksinme ama öyle böyle değil yahu ilk görüşte gıcık oldum resmen. O gün kafaya koydum oda değiştirmeyi.

Müdüre gittim yok dedi idare et ilerde bakarız ne ara tanıdın falan dedi alladı pulladı beni ikna etti yolladı tekrar odama. 1 hafta hakan ile hiç selamlaşmadık bile adını bile sormadım yav o derece sürekli atlet tarzı bir askılıkla dolaşıyordu odada vücudu dikkatimi çekmişti ama tahrik etmedi beni hiç bir zaman.

Sonra okuldan bir arkadaşla samimi olduk meğer hakan onun baya samimi arkadaşıymış işte öyle öyle başladık takılmaya üçümüz. Hakan'ı tanıdıkça ne kadar haksızlık ettiğimi fark ediyordum.

Tanımaya başladıkça sevdim onu samimiyetimiz öyle ilerliyordu ki artık hakanı istiyordum resmen. Onu test etmek için ortaya espiri gibi görünen bir bomba bıraktım :P Hakan'ı yaptığı her şeyde takdir etmek için samimi olduğumuz arkadaşların yanında "Hakan'ın bunu sevmesi sizce de çok etkileyici değil mi? ya da Hakan'ın bunu yapması sizce de çok ......" gibi işte boşluğa aklınıza gelebilecek her şeyi koyabilirsiniz çünkü kullandım bunu.

Herkes gülüyordu böyle dediğimde birden bunun Hakan'ın hoşuna gittiğinide fark ediyordum çünkü odada yalnız olduğumuzda bile bana sürekli "Mühendis bi gay sence de bunu yapmam çok hoş değil mi" falan demeye başlamıştı.

Böyle böyle birbirimize iyice yakınlaştık artık :) Hiç unutmam bir gece arkadaşlarla yurda dönüyoruz toplam 6 kişiyiz kış günü ve hava buz gibi herkes resmen titriyor biz en arkadan yürüyoduk benim elim cebimdeydi. Elini birden cebime attı ve elimi tuttu. Cebimin içinde elini ısıtıyor gibi yapıp diğerlerine içerde elimi tutuyordu. Çok hoşuma gitmişti lanet olsun :)))


Bölüm bölüm anlatıcam şimdilik bu kadar yeter daha sonra devam ederiz. Kendinize çok çok iyi bakın öpüyorum hepinizi.

21 Ağustos 2014 Perşembe
Saçmalayan: Gay Mühendis

Merhaba ve merhaba!



Merhaba sevgi çiçekleri!

Küçüklükten beri kazandığım bir alışkanlığım var benim kafama ne takılırsa kendimi rahatlatmak için sayfalarca yazıyorum yoksa rahatlayamıyorum.

Daha önce bilgisayarımda biriktirirdim, anne ve babam ile farklı bir şehirde yaşıyorum bayramda vs eve döndüğüm zamanlarda babamın bilgisarıma benden habersiz bir kaç kez girmesi ile o notları görür korkusu yaşadım.

Daha sonra Google Docs'a aktardım ama bu seferde babam her bilgisayarımı istediğinde çıkış yapmak zor geldi ve bir kezde unuttum.

Artık karar verdim anonim blog yazmak en güzeli ve en güvenlisi. Kim bilir belki kendimi hazır hissettiğim bir gün - hiç sanmıyorum ama - babamın, annemin karşısına geçer ve gerçeği açıklarım.

Yaşadıklarımı buraya dökmek için sabırsızlanıyorum.
20 Ağustos 2014 Çarşamba
Saçmalayan: Gay Mühendis

Popüler

Hakkımda

Fotoğrafım
İçine kapanık bir mühendis ve hala sevdiceğini arıyor... (Eleştiriye kısmen açık)
Blogger tarafından desteklenmektedir.

Copyright © Mühendis bi gay
Tüm Hakları Anneme Aittir.